Antik Maya ve Aztek uygarlıklarından beri insanlık, içinde yaşadığımız dünyanın gerçek olup olmadığını sorguluyor. O vakitlerde dünyanın bir fotoğrafın içinde olduğunu argüman ediyordu. Daha sonraları ise bu soru “Acaba bir simülasyonda mı yaşıyoruz” sorusuna evrildi.
Geçtiğimiz günlerde Alman fizikçi Melvin Vopson, insanlığın bir simülasyonda yaşayıp yaşamadığını kanıtlayabilecek bir deney yapacağını açıkladı. Hatta Vopson, bu deney için gereken parayı bağışlarla toplamaya başladı bile.
Peki bunu nasıl kanıtlayacak?
Vopson, 2019 yılında ortaya attığı ve Einstein’in genel görelelik kuramına dayandırdığı teorisinde, cihandaki her bilgi kesiminin sonunun olduğu ve ölçülebilir olduğunu ortaya atmıştı. Bu teoriye nazaran bilginin de bir kütlesi vardı ve gerekli teknoloji sayesinde bu kütle hesaplanabilirdi. Ünlü fizikçi de bu kütleyi hesaplamak ve olağanda erişilemeyen bilgi kesimlerini bu sayede “elde ederek” incelemek istediğini, bu sayede evrenin simülasyon olup olmadığını kanıtlayacağını argüman ediyor.
Elektronların bile bilgi depoladığını ve tüm objelerin bu bilgi kesimleri nedeniyle var olduğunu argüman eden Vopson, bu bilgi modüllerini bilgisayar programlarındaki bitlere benzetiyor. Teoride bu bilgi kesimlerini elde edip birleştirerek evrenin sırrını çözebileceğine inanan fizikçi, bu teorisini yetersiz teknoloji nedeniyle kanıtlayamadığını fakat yakın gelecekte ve gelecek bağışlar sayesinde kanıtlayabileceğini de belirtiyor.
Bir sefer de örneklerle açıklayalım
Vopson’ın teorisi hakikaten de hayli karmaşık ve bir noktadan sonra anlaşılmaz hale gelebiliyor. İsterseniz gelin bir de simülasyon örneği üzerinden açıklayalım. Diyelim ki nitekim de bir simülasyon içerisinde yaşıyoruz. O vakit bu mantığa nazaran kendimiz de dahil olmak üzere etrafımızdaki her şey aslında tıpkı Matrix sinemasındaki üzere birer kod yığını. Vopson’ın teorisine göreyse bu kod modüllerinin belli bir tartısı var ve şayet gereğince hassas ölçüm yaparsak bu kodları tespit edebiliriz. Yanlışsız şartlar sağlandığında bu kodlara ulaşabileceğimizi tez eden Vopson, tıpkı bilgisayar programlarındaki üzere “tersine mühendislik” yaparak bu kodların içeriğini öğrenerek programı istediğimiz üzere manipüle edebileceğimizi tez ediyor.
Daha sonrasında ise tek yapmamız gereken simülasyonu istediğimiz formda baştan yazmak olacak. GTA’da hile yazmaya benzeri bir biçimde insanlığın dünyayı değiştirebileceğini tez eden Vopson’a nazaran çok yakında bu söylediklerimizin hepsi gerçek olacak.
Tabii ki Melvin Vopson’ın teorisinin şimdi kanıtlanmadığını ve bilim dünyasının bile bu teoriye biraz kuşkucu yaklaştığını belirtmemiz gerek. Fakat kendisi teorisinin doğruluğundan hayli emin ve gerekli teknolojiyle birlikte bunu kanıtlayabileceğini sav ediyor. Pekala sizce sahiden bir simülasyonda mı yaşıyoruz?
